Tuzla Mutlu Son Masaj Hizmeti

Tuzla Mutlu Son

Olaug çok geçmeden hiç de haksız sayılmayacak bir şekilde dakiklik ve mükemmelliğe olan Tuzla Mutlu Son düşkünlükleriyle ünlü olan Almanlar gibi işini yaptığı sürece korkmasını gerektirecek bir durum olmadığını anlamıştı. Ernst Schwabe WLTA’dan sorumluydu, Wehrmacht Landtransportabteilung. Bununla birlikte ulaşım bölümünün başındaydı ve demiryolu istasyonunun tarafındaki evi kendisi istemişti. Eşi Randi de muhtemelen WLTA’da çalışıyordu, fakat Olaug onu hiç üniformalı görmemişti.

Olaug’un odası bahçe ve rayları gören cenup tarafına bakıyordu. İlk haftalarda uzun trenlerin raylarda çıkardığı ses, düdük sesleri ve diğer tüm şehir gürültüleri geceleri onu uyutmuyordu. Fakat giderek buna alışmıştı. Bir yıl sonrasında ilk tatilinde evine geri döndüğünde büyümüş olduğu evde yatağa uzanmış ve sessizlik ve hiçliği dinleyerek yaşamı ve hayat dolu insanoğluı özlediğini farklıymışti.

Tuzla Mutlu Son

Yaşam dolu insanoğlu. Savaş sırasında Villa Valle’de onlardan çok vardı. Scwabeler oldukca sosyal biriydi ve davetlerinde hem Almanlar,

aynı zamanda Norveçlileri görmek mümkündü. Keşke insanlar Norveç sosyetesinin hangi ileri gelenlerinin Wehrmacht’ın ev sahipliğinde yiyip içip sigaralarını tüttürdüklerini bilselerdi. Savaş sonlanmış olduğinde ona ilk yapması söylenen biriktirdiği isim kartlarını yakması olmuştu. Her zaman ne denilirse yapar ve hiç kimseye bir şey söylemezdi. Elbette ki Alman işgalinin baskısı altında yaşamaya devam eden insanların fotoğraflarını gazetelerden görmüş olduğunde içinde bir an söylenene baş kaldırmak geçse de ağzını sıkı tutmasının tek bir sebebi vardı: Savaş sonlandığinde biricik oğlunu elinden almakla tehdit etmişlerdi.

O dünyada her şeyden çok sevmiş olduği ve kıymet verdiği şeydi. Onu kaybetmenin korkusu hâlâ yüreğine kazılıydı. Olaug etkisini kaybetmeye başlamış olan güneşte gözlerini ovuşturdu. Ama güneş yapacağını yapmış, bütün bir gün süresince pencere saksılarındaki çiçeklerini öldürmek için elinden geleni ardına koymamıştı. Olaug gülümsedi. Aman Tanrım ne de küçüktü o zamanlar.

Kimse o kadar küçük olamazdı. Yeniden genç olmayı mı özlüyordu? Bir ihtimal o deÄŸil fakat arkadaÅŸlık, hayat ve çevreını saran insanoÄŸlu olmasını istediÄŸi kesindi.YaÅŸlı insanların kendilerini sadece hissettikleriyle ilgili söylenenleri ÅŸimdi yeni yeni anlamaya baÅŸlamıştı… Bir tek olmaktan çok, bir iÅŸe yaramamak onu hüzünlendiriyordu. Sabahlan uyandığında bütün gün yataktan kalkmasa kimsenin umurunda olmayacağını bilmek onu üzüyordu. Bu nedenle odaların birini Trøndelag’tan genç bir kıza kiraya vermiÅŸti.